Haçli Savasi...

Ibrahim Karagül  - Yeni Safak: 20.04.2004

 

Ister kabul edelim ister reddedelim, ister korkalim ister meydan okuyalim, ister kilif bulmaya çalisalim ister gerçekleri tüm çiplakligi ile anlamaya çalisalim; 21. yüzyil Bati'nin Islam'i kontrol altina almak için seferber oldugu bir yüz yil olacak. Bati'nin küresel hakimiyetinin kiyamete kadar sürecegini zannedenler, Islam'in siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel taleplerini gelecek yüzyillar için tehlike olarak algiliyor, refahin doyuramadigi kitlelerin Islam'a sarilabileceginden endise ediyor, Islam'in insanlik için önerdigi gerçeklerin zamanla Bati'yi kendi evinde vuracagindan korkuyor.  
 
Teknoloji, refah ve sinirsiz askeri gücü elinde bulunduran Bati için artik bundan sonrasi yok. Bati gerçekten tarihinin sonuna geldi. Artik kitlelere dinden baska önerebilecekleri hiçbir seyleri kalmadi. Bunun için de Anglo-Amerikan cephenin küresel istila projesi din merkezli bir saldirganlik olarak öne çikti. Amerika'nin ekonomik, siyasi ve askeri hedefleriyle sekillenen istila projesinin merkezinde güçlü bir dini motivasyon var ve bu inanç giderek daha da gün yüzüne çikiyor. ABD tanklarinin arkasina siginan misyonerlerin Müslüman ülkelere akin etmelerinin nedeni de bu. Din olarak Islam'la mücadele etmenin mümkün olmadigini bildikleri için, amaçlarina kontrolsüz bir askeri güçle ulasmaya çalisiyorlar. Filistin, Afganistan ve Irak'ta yasanan, yarinlarda degisik yöntemlerle bütün Müslüman cografyaya yayilmasi beklenen çatismalari, din ve tarih boyutunu sorgulamadan anlamaya çalisanlar, hem kendilerini kandiriyor hem de kitleleri.  
 
 
21. yüzyil ve dinler savasi  
 
 
Dünyayi kaosa sürükleyen bu dehseti sadece George Bush kabinesinin maceraperestligi ile açiklamak gerçegi yansitmiyor. Bush ve irkçi Hristiyanlarin yeni dünya tasavvuru ile Ariel Saron'in kisiliginde kendini gösteren irkçi anlayis arasindaki ittifak, Bush sonrasinda da devam edecek. John Kerry'nin seçilmesinden sonra "yeni muhafazakarlar"in yerine geçecek "yeni demokratlar" da Amerikan stratejisinde hiçbir temel degisiklige gitmeyecek. Hristiyan siyonistler ile Yahudi siyonistlerin baslattigi küresel Haçli Seferi, Müslüman cografyanin bir çok bölgesinde kanli senaryolarini uygulamaya devam edecek.  
 
Kendilerini Yahudilerin hamisi gören Hristiyan fundamentalistler, "Tanri adina" yürüttükleri bu Haçli Seferi ile Isa'yi yeryüzüne döndürmeyi ve bir Kiyamet savasi çikarmayi hedefliyorlar. Bu amaçla 21. yüzyilin "dinler savasi" ile geçecegine dair yayinlar yapiyorlar, eski metinleri tekrar yayinliyorlar. Amerikan askeri, siyasi ve ekonomik gücünü bu amaç dogrultusunda seferber ediyorlar. Bir Hristiyan/Yahudi fanatizmi dalgasi hizla dünyayi etkisi altina aliyor.  
 
Saron'un Filistin'de uyguladigi devlet terörü ve katliamlar, ABD'nin Afganistan ve Irak'i isgali, Irak'tan baslayarak Kudüs'e kadar bütün bölgeyi ele geçirip Israil'e hediye etmeye ayarli stratejisi, enerji ve su kaynaklarini denetim altina almaya çalismasi, Büyük Ortadogu Projesi gibi degisik plan ve programlari ortaya atip uygulamaya kalkismalari, Islam dünyasini savunmasiz birakmaya ayarli politikalari, "terörle küresel savas" slogani altinda yürüttükleri "Islam'la küresel savas"in genel stratejisinin farkli asamalari olarak öne çikiyor.  
 
Bu azginlar çetesinin son üç yilda dünyaya biraktigi en önemli sey terör oldu. Teröre karsi savas propagandasiyla dünyayi dize getiren Amerika ve Israil, terörün iki kaynagi olarak pervasizliklarini sürdürürken dünya, "devlet terörü"nü mesrulastiran bu iki güç tarafindan tehdit edilmektedir. Önümüzdeki birkaç yil içinde devlet terörü en etkili güvenlik ve uluslararasi iliskiler ilkesi haline gelecektir. Böyle bir dünya tasavvur edilebilir mi? Dünya nüfusunu dengelemek için "resmi" olarak "soykirim projeleri" gelistirebilen bir ülkeden daha tehlikeli ne olabilir?  
 
22 Mart'ta sehid edilen Seyh Ahmed Yasin'in ardindan 16 Nisan'da Abdülaziz Rantisi'nin de sehid edilmesi Bush ve Saron'un ortak imzasiyla mümkün oldu. Bush'un seçime hazirlik yaptigi, Yahudi lobisinin destegini almak için Saron'a destek verdigi iddialari son derece yetersiz. Bush yönetiminin Yahudi lobisine ihtiyaci yok. Amerikan yönetiminin irkçi tezleriyle Yahudi lobisinin irkçi tezleri arasinda hiçbir fark yok.  
 
 
Islam onlari sasirtacak!  
 
 
11 Eylül'den hemen sonra 17 Eylül'de 'Haçli Savasi'nin basladigini ve uzun süre devam edecegini söyleyen Bush'un 'Haçli Savasi' ifadesini yanlislikla telaffuz ettigini kanitlamak için yogun çaba harcayanlar, Amerikan yönetiminin baslattigi savasin dini boyutunu gizlemeyi basaramadilar. Bush ve Cheney'nin seçim kampanyasi baskani Marc Racicot, Florida'da kampanya çalisanlarina gönderdigi mektupta Bush'u, ''Terörizme karsi küresel haçli seferinin lideri" ilan etti. Terörizmle savasin ne oldugunu artik bütün dünya biliyor. Bush'un liderlik ettigi "Büyük dava"nin ne oldugunu da.  
 
Islam'in kontrol altina alinmasi için sayisiz projeler ortaya koyacaklar. "Önce modernist Islamcilari destekle. Fundamentalist Islamcilara karsi geleneksel Müslümanlara destek ver. Fundamentalist Islamcilarla savas. Seküler Müslümanlari seç ve güçlendir" gibi stratejiler için Müslüman ülkelerde proje üstüne proje uygulayacaklar.  
 
ABD-Israil ortak katliamlari devam edecek. Isgalleri de. Ancak Islam onlari sasirtacak. Filistin'de hiçbir insani çekinceyi ciddiye almadan yürüttükleri kanli katliamlar devam etse de, Afganistan'i ellerinde tutmak için bütün yöntemleri deneseler de, Irak'ta etnik ve mezhep çatismalari çikarmak için kanli senaryolar uygulasalar da ne Afganistan'a hakim olabilecekler, ne Irak'taki direnisi ezebilecekler, ne de Filistin halkini dize getirebilecekler. Bu yolda çok sayida Seyh Yasin, çok sayida Rantisi kurban edilecek. Felluce'deki yigit direnisçilerin, Gazze'deki onurlu insanlarin mücadeleleri güçlenerek ve yayilarak devam edecek.  
 
Ister kabul edelim ister reddedelim, ister korkalim ister meydan okuyalim ortada bir dünya savasi var. Kaçanlar kaçsin, gizlenenler gizlensin, olmadik projeler pesinde kosanlar kossun, bu gerçegi gizlemek mümkün degil. Onlar bunu bir dünya savasi olarak görüyor. Ancak hiç kimse Irak'ta direnen insanlari terörist olarak niteleyip Amerika'nin ve Israil'in sözcülügünü yapmasin. Hiç kimse Seyh Yasin'in ve Rantisi'nin mücadelesini kirletmeye kalkismasin. Onlar sahipsiz kalan bu cografyanin namusudurlar ve tarihe öyle geçecekler.
 
Kaynak: Yeni Safak Gazetesi 20 Nisan 2004


@ Ekrem Yolcu

Geri