bismill2.gif (2754 Byte)

Kimin Hacc'ı makbul olur?

Her ibadetin şartları vardır. Şartları yerine getirilerek yapılan ibadetler bir mânâ ifade eder. Aksi halde o ibadet yapılmamış sayılır. Hacc'ın makbuliyeti için de şartlar vardır. Makbul bir Hacc için istenilen şartların yerine getirilmesi gerekir. İslâm ümmetinin başında Halifesi bulunmadığı için Müslümanlar günümüzde farz-ı ayn olan ilimlerden maalesef yoksundurlar. Bunun için herşeyimiz karmakarışık. Şer güçlerin tasallutu altındayız. En azından Müslümanlardaki kendi kendilerini sorgulama kımıldayışı kurtuluş ümidimizi kuvvetlendiriyor, elhamdülillah...

Tabiinden Abdullah İbni Mübarek isminde bir zat var. Bu zat Hadis ve Fıkıh âlimi idi. Hicrî 118'de doğdu, 181'de vefat etti. Bu mübarek, bir yıl Hacc, bir yıl cihad, bir yıl da ticaret yapardı. Hacc yaptığı yıl, Hacc görevini bitirdiğinde Harem'de otururken uyuyakaldı. Uyuduğunda, rüyasında iki meleğin gökten inip konuştuklarını gördü. Bir melek diğerine:

- Bu yıl kaç kişi Hacc'a geldi? dedi. Diğeri:

- Altıyüzbin kişi geldi, dedi. Bunun üzerine melek:

- Kaç kişinin Hacc'ı kabul oldu? diye sorunca:

- Hiç birinin Hacc'ı kabul olmadı, diye melek cevaplandırdı.

kabablue.gif (34319 Byte)Abdullah İbni Mübarek diyor ki:

Bunu duyunca çok üzüldüm. Ve yüzbinlerce insan dünyanın her köşesinden bunca eziyetlerle buraya geldiler, fakat hiçbirinin Hacc'ı kabul olmadı, dedim. Bunun üzerine meleklerden biri bana:

- Dımışk'ta (Şam'da) bir ayakkabıcı vardır. İsmi Ali İbni Muvaffak'tır. O, Hacc'a gelmedi. Gelmedi ama Hacc'ı kabul oldu; bu sene Hacc'a gelenlerin Hacc'ı da onun hürmetine kabul edildi.

Bu konuşma bitti, ben de uykudan uyandım. Kendi kendime Şam'a gidip bu zatı mutlaka ziyaret etmeliyim, dedim. Bu kararım ile birlikte hemen yolculuğa çıktım. Şam'a vardım. Bu zatı buldum. Kendisine rüyamı anlattım. Sözlerimi dinledikten sonra figan ile bayıldı. Bir süre sonra ayılıp kendine gelince:

- Bu işin sırrını bana anlat, dedim. Şöyle dedi:

- Otuz yıldır Hacc'a gitmek arzusundayım. Yaptığım ayakkabı tamirlerinden 300 gümüş biriktirerek bu yıl Hacc'a gitmeye karar verdim. Birgün, hamile olan hanımımın burnuna komşuda pişen etin kokusu geldi. Benden, pişen etten bir parça istememi söyledi. Komşuya gittim. Durumu söyledim. Komşum dedi ki:

- Yedi gün, yedi gecedir çocuklarım açtır. Bu gün ölmüş bir merkep gördüm. Bir yerinden biraz et kesip getirdim ve onu şimdi evde pişirip yemek yaptık. Size bu et haramdır. Kusura bakma size bundan veremem, deyince; biriktirdiğim üçyüz gümüşü bu adama verdim.

- Bunu çocuklarına nafaka yap, benim Hacc'ım da bu olsun, dedim. Bunun üzerine Abdullah İbni Mübarek:

-O melek doğru söyledi, buyurdu.

***

Bu menkıbeyi ben nakletmiş oldum. İnanıyorum ki çok ders alınacak bir menkıbe. Okuyanların ve haberdar olanların, bu menkıbeden paylarına düşeni almaları dualarımla...

Mevlüt ÖZCAN

Kaynak: Milli gazete, 23.02.2000

 

Hazirlayan: Muhammed Faruk

hac