libya.gif (220 Byte)


Libya

Resmi adı: Libya Arap Sosyalist Halk Cemahiriyesi

Başkenti: Trablusgarb (Batı Trablus) (Nüfusu: 680.000)

Diğer önemli şehirleri: Bingazi, Misrate, Fizan.

Yüzölçümü: 1.775.500 km2

Nüfusu: 4.575.000 (1993 tahmini). Nüfusun % 65'i şehirlerde Ortalama ömür 62 yıldır. Ortalama ömür 61 yıldır. Çocuk ölümlerinin oranı binde 82'dir. Nüfusun % 46.5'ini 14 yaşın altındakiler oluşturmaktadır.

Km2 başına düşen insan sayısı: 2.57

Nüfus artış hızı: % 2.9

Etnik yapı: Libya nüfusunun % 92'sini Araplar oluşturur. Arapların % 99'dan fazlası Müslümandır. Araplardan sonra % 3 orana sahip olan Berberiler gelir. (Berberiler hakkında Fas ve Cezayir'deki etnik unsurlara bkz.) Berberilerin tamamı Müslümandır. Kalan nüfusu olan Kulaflı (% 2), Tebu (% 1'den az), Beri (% 1'den az), Avrupa asıllı hıristiyanlar (% 1'den az), yahudiler (% 1'den az) gibi etnik unsurlar oluşturmaktadır. Kulaflıların, Tebuların ve Berilerin tamamı Müslümandır.

Dil: Resmi dil Arapça'dır. Halkın çoğunluğu da Arapça konuşmaktadır. Bunun yanı sıra Berberice başta olmak üzere bazı etnik diller de konuşulmaktadır.

Din: Resmi din İslâm'dır. Halkın % 99'u Müslümandır. Müslümanların büyük çoğunluğu sünnidir. Az sayıda Hariciyye mezhebinin bir kolu olan İbadiye mezhebi mensubu bulunmaktadır. (İbadiler hakkında Umman ve Cezayir'deki dini unsurlara bkz.) Sünnilerin çoğunluğu Malikidir. Az sayıda da Hanefi ve Şafii vardır. % 1'lik nüfusu da işgal döneminde bu ülkeye yerleştirilmiş olan Avrupalı hıristiyanlarla, yerli yahudiler oluşturmaktadır. Libya yahudilerin % 90'da fazlası İsrail'e nakledilmiştir.

Coğrafi durumu: Kuzey Afrika ülkelerinden olan Libya kuzeyden Akdeniz, doğudan Mısır, güneydoğudan Sudan, güneyden Çad ve Nijer, batıdan Cezayir ve Tunus ile çevrilidir. En yüksek yeri Bette Dağı (2285 m.)'dır. Bazı küçük akarsuları vardır. Bunların da en önemlileri Kam ve Ramba akarsularıdır. Topraklarının % 1'i tarım alanı, % 8'i otlak, kalan kısmı çöldür. Kıyı bölgelerinde Akdeniz iklimine özel bazı ağaçlar yetişir. Çoğunluğu çöl olan iç kesimlerde ise pek ağaca rastlanmaz. Kıyı bölgelerinde Akdeniz iklimi, içerlerde çöl iklimi hâkimdir. Akdeniz kıyısında bulunan başkent Batı Trablus'da yıllık sıcaklık ortalaması 19.4 derece, yıllık yağış ortalaması da 400 mm'dir. Yine Akdeniz kıyısında ve daha doğuda bulunan Bingazi'de ise bu oran 20 derece/267 mm'dir.

Yönetim şekli: Libya'da Muammer el-Kazzafi'nin "Yeşil Kitap" adlı manifestosunda yer alan fikirlerin uygulanmasına çalışılmaktadır. Ancak manifestodaki teorik unsurlarla uygulama arasında ciddi farklılıklar olduğu görülür. Yeşil Kitap halkın yönetime doğrudan katılmasını öngören bir formülden söz eder ve bunun için halk meclisleri oluşturulmasını öngörür. Pratikte bazı halk meclisleri oluşturuluyorsa da bu meclislere katılanlar seçimle değil direktifle belirlendiğinden bunlar halkı temsil etmekten çok yönetimin programlarını tasdik etmektedirler. Devletin en üst kademesinde "devrim önderi" sıfatı taşıyan başkan bulunmaktadır. İkinci kademedeki yetkili Genel Halk Kongresi sekreteridir. Genel Halk Kongresi'nin 750 üyesi bulunmaktadır ve bu üyeler yukarıda sözü edilen halk meclisleri tarafından belirlenmektedir. Yeşil Kitap, ideolojisini "halk yönetimi", "sosyalizm" ve "üçüncü dünya teorisi" başlıkları altında toplamaktadır. Siyasi partiyi çağdaş diktatörlük olarak nitelemektedir. Libya, BM, İKÖ (İslâm Konferansı Örgütü), Arap Devletleri Birliği, Afrika Birliği Örgütü, OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı), Uluslararası Para Fonu (IMF), İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.

İdari bölünüş: Libya 24 belediyeden (yerel yönetim bölgesinden), 1500 yerel birimden meydana gelir.

Tarihi: Bazı küçük emirlikler dışında 20. yüzyıla kadar Libya topraklarına özel bir devlet kurulmamıştır. Bunun sebebi bu toprakların genelinin çöl olması ve nüfus yoğunluğunun oldukça az olmasıdır. Ancak Libya toprakları daha Hz. Osman (r.a.) döneminde fethedilerek İslâm devletinin topraklarına katıldı ve İfrikiyye eyaletine bağlandı. 800 yılına kadar Libya hilafete bağlı kaldı. Bu tarihten sonra batıdaki Trablusgarb bölgesine Aglebiler hâkim oldular. Doğudaki Bingazi bölgesi ise hilafete bağlı Mısır eyaletinin hâkimiyetinde kaldı. Sonraki dönemlerde Trablusgarb bölgesine Fatımiler, Ziriler, Murabıtlar, Muvahhidler ve Hafsiler hâkim oldular. (Bu devletler hakkında Fas, Mısır, Tunus ve Cezayir'in tarihlerine bkz.) Hafsilerin hâkim oldukları dönemde bölgede yine Hafsilere bağlı bazı küçük emirlikler kurulmuştur. Bunlardan birincisi Amiroğulları (1324 - 1400)'dır. Yine aynı dönemde batı kesimde Kadıoğulları emirliği kurulmuştur. Bingazi bölgesi önce Mısır eyaletinin, sonra Eyyubilerin, sonra da Fatımilerin dağılmasına kadar onların elinde kaldı. Fatimilerden sonra Bingazi'ye Memlükler hâkim oldu. 16. yüzyılın başlarında Bingazi bölgesi Osmanlılar'ın eline geçti. Trablus bölgesine ise Hafsilerden sonra 1510 - 1551 yılları arasında İspanyollarla Malta şövalyeleri hâkim oldular. Şövalyeler yerli halka çok zulüm ettiler. 1551'de Osmanlı paşası Turgut Reis Trablus bölgesini de ele geçirerek bu zulme son verdi. Böylece Libya topraklarının tamamı Osmanlılar'ın eline geçmiş oldu. Osmanlılar Libya'ya ayrı bir eyalet statüsü verdiler ve İtalyanların işgaline kadar Libya'nın bu statüsü devam etti. İtalyanlar Libya'yı 4 Ekim 1911 tarihinde işgal ettiler. Ancak İtalyan işgalciler kıyı bölgeleri ellerine geçirdilerse de iç bölgelerde şiddetli bir direnişle karşılaştıklarından buralarda ilerleyemediler. Bu direnişte o zaman Libya'da yaygın olan Senusilerin önemli etkinlikleri olmuştur. Senusi tarikatının mensupları Osmanlı paşası Fuad Paşa'yla işbirliği yaparak işgalci kuvvetlere karşı direndiler. İtalyanlar tarafından yenilemeyen Fuad Paşa, Mondros Anlaşması gereğince 1919'da Babı Ali'nin emriyle Libya'dan çekilmek zorunda kaldı. Ancak Senusi şeyhleri bağımsızlık mücadelelerini sürdürdüler. Senusilerin mücadeleleri otuz yıl sürdü. Libya'nın tamamı ancak Mussolini döneminde ve uzun süren askeri operasyonlar sonunda İtalya'ya bağlanabildi. Libya'nın bağımsızlık mücadelesinde müstesna bir yeri olan Ömer Muhtar'dan aşağıda "İslâmi hareket önderleri" başlığı altında söz edeceğiz. II. Dünya Savaşı sırasında Ocak 1943'te Libya müttefik kuvvetler tarafından ele geçirilerek İtalyanlar Libya topraklarından çıkarıldı. Bundan sonra Trablusgarb ve Bingazi bölgeleri İngilizlerin, Fizan bölgesi de Fransızların idaresine geçti. Öte yandan Senusi emirlerinden İdris es-Senusi Libya halkını yeniden bağımsızlık mücadelesine çağırdı ve bu mücadeleyi organize etmeye başladı. 24 Aralık 1951'de de Libya'nın bağımsızlığını ilan etti. BM de 1 Ocak 1952'den itibaren Libya'nın bağımsızlığını kabul etti. Bağımsızlık sonrasında İdris es-Senusi kral ilan edildi. İdris es-Senusi'nin idaresi 1 Eylül 1969'a kadar devam etti. Bu tarihte şimdiki devlet başkanı Muammer el-Kazzafi'nin öncülüğünde gerçekleştirilen askeri darbeyle es-Senusi'nin idaresine son verildi. Başlangıçta Kazzafi arka planda kalarak hükümeti başkalarına kurdurdu. Ancak ihtilal esnasında yüzbaşı olan Kazzafi hızla rütbesini albaylığa yükselterek ön plana geçti ve yönetimin bütün dizginlerini eline aldı. Kazzafi kendini Libya halkına kabul ettirebilmek için başlangıçta kendini iyi bir İslâm savunucusu olarak tanıtıyor ve İslâm'ın kişisel gelişmesindeki rolünden sık sık söz ediyordu. Ancak çok geçmeden asıl kimliğini ortaya çıkardı. İşe önce Libyalılar arasında yaygın olan Senusi tarikatını dindışı ilan etmekle ve bu tarikatın ileri gelenlerini bir bir sahneden silmekle başladı. Libya'daki Müslüman Kardeşler cemaatinin mensuplarını karşı devrimcilikle suçlayarak dağıttı. İlim adamlarını gericilikle suçlayarak hepsini susturdu. İnsanın İslâm'ı doğrudan Kur'an'dan öğrenmesi gerektiğini ileri sürerek hadisleri sıkı sıkıya takip etmenin insanı şirke bile götürebileceğini ileri sürdü. Geçmiş ilim adamlarının yazdığı eserlerin insanların İslâm'ı asıl kaynaktan öğrenmelerine engel teşkil ettiğini ileri sürerek büyük miktarda ilmi eseri imha etti. 1984'ün Ramazan ayında İslâmi hareket mensubu pek çok kimseyi insanların gözleri önünde idam ettirdi. İdamlar tam iftar saatinde gerçekleştirildi ve televizyondan da canlı olarak (naklen) gösterildi. 1986'da başlattığı bir kampanyayla çok sayıda dindar genci devrim karşıtı çalışmalar yürütmekle suçlayarak tutuklattı. Ülkede başörtülü hanımlarının sayısının arttığını görünce kadın - erkek eşitliği düşüncesinden yola çıkarak kadınlara da askerlik yapma mecburiyeti getirdi. Askere alınan hanımları da başlarını açmaya ve askeri forma giymeye zorladı.

Dış problemleri: 1988 yılında PAN AM Havayolları'na ait bir uçağı düşürmekle suçlanan iki Libyalının ABD veya İngiltere'ye teslim edilmesi isteğinin Libya yönetimi tarafından kabul edilmemesi bu ülkeye karşı ABD öncülüğünde bir uluslararası baskıya başvurulması sonucunu doğurdu. Libya yönetimi PAN AM uçağını düşürmekle suçlanan Libyalıların Libya mahkemelerinde yargılandıklarını ileri sürerek ABD ve İngiltere'nin gerek görmeleri halinde davaya katılmaları üzere yargıçlar gönderebileceklerini duyurdu. Ancak ABD ve İngiltere yönetimleri Libyalı sanıkların kendilerine teslim edilmeleri dışında bir şeyi kabul etmeyeceklerini bildirdiler. Buna karşılık Libya yönetiminin de söz konusu kişileri teslim etmemekte ısrar etmesi üzerine ABD ve İngiltere'nin isteği ile BM tarafından Libya'ya uluslararası ambargo uygulanması kararlaştırıldı. Bazı Arap ülkeleri BM'in ambargo kararına uymadılarsa da Avrupa ülkelerinin çoğu ve ABD ile çıkar bağlantıları olan pek çok ülke karara büyük ölçüde uydu. Libya yönetimi daha sonraki tarihlerde suçlanan iki Libyalıyı adil ve tarafsız bir mahkemede yargılanmaları şartıyla teslim edebileceğini bildirdi. Ancak bu açıklama da ABD, İngiltere ve onların kontrolündeki BM'in yumuşamasını sağlamadı. Bunlar, suçlu gördükleri iki Libyalının kendilerine şartsız olarak teslim edilmelerini isteyerek aksi takdirde Libya'ya uygulanan ambargoyu kaldırmayacaklarını bildirdiler. Bugün Libya'ya uygulanan ambargo devam etmektedir ve Libya ekonomisi ambargodan büyük zarar görmüştür. Libya ile ABD ve Batı ülkeleri arasında geçmiş yıllarda da çeşitli sorunlar oldu. 1981 Ağustos'unda ABD uçakları Sirte Körfezi'nde iki Libya uçağını düşürdü. 1986'da yine ABD uçakları Kazzafi'nin karargâhını bombaladılar ve Kazzafi bu olayda yaralandı. Libya'nın Çad'la da sorunları vardır. (Bu konuda Çad'ın tarihine ve dış problemlerine bkz.) Libya yönetimi Fas'la da geçinememektedir. Fas'la geçinememesinin en önemli sebebi Kazzafi'nin Fas yönetimine yönelttiği eleştirilerdir.

İç problemleri: Libya'nın içerdeki problemi yönetimin baskıcı politikasından kaynaklanan rahatsızlıklardır. Kazzafi'nin baskıcı politikasına rağmen İslâmi uyanışın halk arasında etkili olduğu Kazzafi'nin 1993'te İslâm hükümlerini kısmen uygulamaya geçireceğini açıklama gereği duymasından anlaşılıyordu. Fakat Kazzafi'nin bu konudaki oyalama politikası halkı tatmin etmiyor. 1993 Ekim'inde bazı ordu mensuplarının isyan başlatmaları ordu içinde de rahatsızlık olduğunu ortaya çıkardı. Her ne kadar bu isyan ordunun başka kanatlarıyla bastırıldıysa da rahatsızlığın gittikçe yayılması ve ayaklandıklarında bastırılamayacak bir kitleyi sarması mümkün.

İslami Hareket: Libya'daki İslâmi cemaatlerin en köklüsü Senusi tarikatıdır. Ancak Kazzafi bu tarikatı İslâm dışı ilan ettiğinden bütün faaliyetlerini durdurdu. Libya'ya Kazzafi diktatörlüğünün hâkim olmasından önce bu ülkede etkili olan ve devleti gerçek anlamda İslâmi bir kimliğe kavuşturmaya çalışan İslâmi cemaatlerin başında Müslüman Kardeşler cemaati geliyordu. Bu cemaat kral İdris es-Senusi'nin temsil ettiği cemaatin savunduğu ilkeleri gerçek anlamda yönetime aksettirmemesi, İslâm kanunlarını tam olarak uygulamaması ve Batı'dan ithal edilmiş birtakım kanunları da uygulamaya devam etmesi dolayısıyla onu eleştiriyordu. Kazzafi, Müslüman Kardeşler'i karşı devrimci ilan ederek yasakladı. Müslüman Kardeşler mensubu pek çok insan Kazzafi zulmünden nasibini almıştır. Bugün Libya'da bu cemaatin çalışmaları hâlâ yasaktır. Kazzafi 1973'te başlattığı Kültür Devrimi'yle Müslüman Kardeşler'in yanı sıra Hizbu't-Tahrir, İslâmi Cihad gibi diğer İslâmi örgütleri de tasfiye etti. Bu cemaatler daha sonra faaliyetlerini gizli olarak sürdürdüler. Hatta Hizbu't-Tahrir mensupları ordu içinde faaliyet yürüterek Kazzafi rejimine bu kanaldan bir darbe vurma çabası içine girdiler. Ancak 1983'te çok sayıda ordu mensubu Hizbu't-Tahrir üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Kazzafi ilim adamlarını da gericilikle suçlayarak hepsini saf dışı etti. Kazzafi, insanların, herhangi bir imamın yorumuna gerek kalmadan Kur'an'ı kendilerinin doğrudan anlamaları gerektiğini, her insanın Kur'an'a dayanarak içtihat yapabileceğini ileri sürüyor. Bu yüzden Kazzafi'nin savunduğu anlayışta ilim adamlarına bir görev düşmüyor. Bugün Libya'da açıktan faaliyet yürütebilen bir İslâmi cemaat yoktur. Libya içindeki İslâmi çalışmalar son derece gizli yürütülmektedir. Bunun yanı sıra ülkelerini terk etmek zorunda kalmış olan bazı Libyalılar da çeşitli yabancı ülkelerde örgütlenerek ülkelerine yönelik İslâmi faaliyetler yürütmektedirler. Libya'daki mevcut yönetim dini de tekelinde tutmak istediğinden İslâm'a Davet Cemiyeti gibi birtakım örgütler kurmuştur. Ancak bu cemiyetlerin yaptığı Kazzafi'nin konuşmalarını, İslâm'la ilgili görüşlerini içeren kitapların yanı sıra onun görüşlerine ters düşmeyen içeriğe sahip dini kitaplar ve periyodik yayınlar yayınlamaktan, zaman zaman göstermelik sempozyumlar düzenlemekten ibarettir.

Tanınmış İslâmi Hareket Önderleri: Ömer Muhtar: En güvenilir tesbite göre 1862 yılında Defne'de dünyaya gelmiştir. Cağbub'daki medreselerde ve İslâmi İlimler Enstitüsü'nde tahsil gördü. İlk cihadını Fransız emperyalizmine karşı verdi. 29 Eylül 1911'de, İtalyan işgaline karşı mücadele eden Seyyid Ahmed Şerif'in komutasında yürütülen cihada katıldı. Başarılı eylemleriyle cihadda ön saflara geçti ve 1922'de mücahid kuvvetlerinin başkumandanlığına getirildi. 1922'de İtalya'da faşist Mussolini'nin iktidarı ele alması üzerine Libya'nın tamamının kontrol altına alınabilmesi için takviye askeri birlikler gönderildi. Ömer Muhtar da buna karşı kendi birliklerini yeniden organize etti. Ancak her türlü modern imkâna sahip İtalyan güçleri karşısında zor durumdaydı. Buna rağmen cihadı 1931'e kadar kararlılıkla sürdürdü. 1931'de İtalyan kuvvetleri Ömer Muhtar'ı esir ettiler ve sıkıyönetim mahkemesinde yargıladıktan sonra 15 Eylül 1931'de idam ettiler.

Ekonomi: Libya ekonomisi petrole dayanır. 1992'de toplam 538 milyon varil petrol üretmiştir. 1993'teki petrol rezervi 38 milyar 2000 milyon varil olarak tahmin ediliyordu. OPEC ülkeleri arasında 1993'te gerçekleştirilen anlaşmada Libya'nın gerçekleştireceği günlük petrol üretimi 1 milyon 390 bin varildi. Ancak uygulanan ambargo dolayısıyla bu üretimini düşürmek zorunda kaldı. Doğal gazın da ülke ekonomisine önemli katkısı olmaktadır. 1992'de 6 milyar 775 milyon m3 doğal gaz üretmiştir. 1993'teki doğal gaz rezervi de 1 trilyon 234 milyar m3 olarak tahmin ediliyordu. Petrolden ve doğal gazdan elde edilen gelirlerin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 28'dir. Petrol gelirleri Libya'nın tarımını ve diğer sektörlerini geliştirmesine de yardımcı oldu. Petrolün bulunmasından önce Libya ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanıyordu. Ancak o zaman nüfus yoğunluğu çok daha azdı. Tarıma elverişli araziler genellikle kıyı bölgelerdedir. Tarım ürünlerinden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 5'tir. Çalışan nüfusun % 19'u tarım alanında iş görmektedir. En çok üretilen tarım ürünleri zeytin, turunçgiller, hurma, üzüm, çeşitli sebzeler, yer fıstığı ve tahıldır. 1992'de 300 bin ton tahıl, 150 bin ton yer bitkileri, 15 bin ton baklagiller, 310 bin ton meyve, 780 bin ton sebze üretilmiştir. Topraklarının % 8'i otlak alanı olan bu ülkede hayvancılığın da ekonomiye önemli katkısı olmaktadır. Özellikle iç kesimlerin kırsal bölgelerinde oturan aileler hayvancılıkla geçinmektedirler. 1992'de 135 bin baş sığır, 5 milyon 600 bin baş koyun bulunuyordu. 1886 km'lik kıyı şeridine sahip olan Libya'da balıkçılık çok iyi sayılmaz. 1991'de 7800 ton balık ve deniz ürünü avlanmıştır.

Para birimi: Libya dinarı

Gayri safi milli hasılası: 23 milyar 773 milyon dolar (1989'daki GSMH miktarı).

Kişi başına düşen milli gelir: 5410 dolar (Bu rakam ambargo öncesine aittir. Ambargo bu miktarın önemli oranda düşmesine yol açtı.)

Dış ticaret: İhraç ettiği ürünlerin başta gelenleri ham petrol, doğal gaz, petrol ürünleri (bu kalemler tüm ithalatının % 94'ünü oluşturmaktadır), kimyasal maddeler ve bazı sanayi ürünleridir. İthal ettiği malların başında makineler, ulaşım araçları, elektrikli ve elektronik araçlar, inşaat malzemeleri, tekstil ürünleri, gıda maddeleri ve canlı hayvan gelir. Ambargo öncesinde ihracatında birinci sırayı ABD, ithalatında ise İtalya alıyordu. Bu ülkelerden sonra da İspanya, İngiltere, Japonya, Hollanda ve İsviçre geliyordu. 1989'da ihracat gelirleri ithalat giderlerinden 804 milyon dolar fazla olmuş, 1990'da da uluslararası cari işlemlerinin 2 milyar 203 milyon dolar artısı olmuştur. Ancak ambargo sonrasında dış ticaret dengesi bozulmuştur.

Sanayisi: Libya'nın sanayi tesislerinin başında petrol arıtma tesisleri gelmektedir. Bunların dışında kalan sanayi kuruluşları tekstil, konfeksiyon, başta zeytinyağı olmak üzere çeşitli gıda maddeleri ve meşrubat üretimi, dericilik, sigara üretimi, mobilya. kâğıt, kimyasal madde üretimi, çimento ve daha başka inşaat malzemeleri üretimi, plastik, madeni ve toprak eşya üretimi gibi sektörlere özel küçük sanayi kuruluşlarıdır. Sanayi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 8'dir. Çalışan nüfusun % 15'i sanayi sektöründe iş görmektedir. Buna petrol tesislerinde çalışanlar da dahildir.

Enerji: Libya'da 1991'de 19 milyar 500 milyon kw/saat elektrik üretilmiştir. Aynı yıldaki elektrik tüketimi de bu rakama eşittir. Elektrik enerjisinin tamamı termik santrallerden elde edilmektedir. Kişi başına yıllık elektrik tüketimi ortalama 4142 kw/saattir.

Ulaşım: Trablusgarb ve Bingazi'de uluslararası trafiğe açık birer havaalanı, bunun dışında 9 adet iç ulaşımda kullanılan sivil havaalanı bulunmaktadır. Sahil şeridindeki şehirlerin çoğunda liman mevcuttur. Bunlardan Trablusgarp, Misrata ve Bingazi limanlarından ihracat ve ithalat yapılmaktadır. Libya'nın 100 grostonun üstünde yük taşıyabilen 150 gemisi vardır. 19.500 km. karayoluna sahiptir. Libya'da ortalama 5.3 kişiye bir motorlu ulaşım aracı düşmektedir.

Eğitim durumu: Libya'da eğitim ücretsizdir ve devlet tekelindedir. Devlet kontrolü dışında eğitim öğretime izin verilmez. İlkokul 6 yaşından başlayarak 6 yıl sürer. Aynı şekilde orta öğretim (ortaokul ve lise) de 6 yıl sürer. 3000 ilkokul, 1600 genel ortaöğretim kurumu, 200 mesleki ortaöğretim kurumu bulunmaktadır. Libya'nın 6 üniversitesi, 7 yüksek okulu, 2 araştırma enstitüsü mevcuttur. Ayrıca çok sayıda meslek yüksek okulu bulunmaktadır. Bu ülkede üniversite çağındaki gençlerin % 10'u üniversiteye kayıt yaptırmaktadır. Okuma yazma bilenlerin oranı da % 64'tür.

Sağlık: Libya'da 70 hastane, 6630 doktor, 500 diş doktoru, 7450 hemşire mevcuttur. 690 kişiye bir doktor düşmektedir.

Kaynak: http://www.firaset.net/

Hazirlayan: Ekrem Yolcu

home-5.gif (38924 Byte)