.

NAMAZDA KALP HUZURU IÇIN: SÜTRE

MEHMET ISIK   

Müminler için yönlerin belirleyicisi hükmünde olan Kâbe, kendisine yönelindiginde kalbi de bir yön üzere sabit kilar. Kâbe'yle aradaki mesafeleri kaldirmak bakimindan kullanilan sütre, kalbi Kâbe'nin huzuruna tasir ve belki Kâbe'yi kalbe odaklar.

Herkes oradaydi. Çocuklar, yaslilar, erkekler, kadinlar, genç kizlar, herkes... Bir bayram günüydü. En güzel elbiseler giyilmis, yüzler ak-pak. O mübarek Rasul de geldi nihayet. Herkesin buraya toplanmasini isteyen de oydu zaten. Kalabalik dalgalandi, selamini aldilar, tevazu ve vakarla yürüdü, en öne geçti. Sonra mübarek yüzünü kalabaliga döndü. Bir kargi getirilmesini buyurdu. Getirdiler. Isaret buyurdugu üzere mizrak en öne, kible tarafina dikildi. Sonra Efendimiz s.a.v. mizragin hemen önüne namaza durdu. Herkes saf tutarak O'na uydu. (Buharî)

Allah Rasulü s.a.v. Efendimiz sefere çiktiginda da böyle yapiyordu. Namazini arazide kilarken, kible yönüne ön tarafina bir kargi diktiriyordu. (Buharî, Müslim)

O'nun böyle yaparak namaz kilmasi, elbette Sahabe-i Kiram'in dikkatini çekiyordu. Saflarda bulunanlarin önünde böyle bir sey yoktu. Demek ki imamin önüne böyle bir nesnenin konulmasi cemaat için de yeterli oluyordu.

Bir gün Efendimiz s.a.v.'e namaz kilanin “sütre”si soruldu. Yani öne konulan bu nesne. Buyurdu ki: “Egerin arkaligi kadar bir seydir.” (Müslim)

Bir defasinda da: “Biriniz önüne egerin arkaligi kadar bir nesne koydugu zaman artik namazini kilsin; onun ilerisinden geçene aldirmasin.” buyurdu. (Müslim)

Ve: “Biriniz bir sütreye dogru namaz kildiginda ona yakin dursun ki seytan namazini kesmesin...” Böylece sütreye yakin namaz kilinmasini, sütre koymanin seytanin vesvesesine engel oldugunu isaret buyurmus oluyordu. (Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel )

Bu hadis-i seriflerden anlasilacagi üzere, sütre egerin arkaligi kadar bir sey, yaklasik kirk bes santim… (Ebu Davud)

Bu amaçla kullanilan nesneye verilen “sütre” kelimesine gelince; Arapça'da örtme anlamina gelen “ setr ” kökünden türemis bir kelime. Örtme isinin kendisiyle yapildigi her nesne için isim olarak kullanilir ( Lisanu'l - Arab ). Namaz için kullanilan sütre ise, namaz kilan kimsenin önüne koydugu veya diktigi nesneye denilir. Bir sütuna veya duvara dogru namaz kilindiginda, o sütun veya duvar sütre edinilmis olur. Hatta ön safta oturan bir kimseyi bile arka safta namaza duran kimse sütre edinebilir. Namaz kilarken bir sütre edinilirse, artik sütrenin ilerisinden insanlarin geçmesinde herhangi bir sakinca olmaz.

Namazin önünden geçme konusu önemli. Zira Efendimiz s.a.v.'in söyle bir uyarisi var:

“Herhangi biriniz namaz kilmakta olan bir kardesinizin önünden geçecegine, yüz yil orada durmasi daha hayirlidir.” (Tirmizî, Ibn Hibbân)

Sahabe-i Kiram, Efendimiz'in sünnetine uyarak namazlarinda sütre edinmeye özen gösterirlerdi. Bütün Islâm alimleri namaz kilarken sütre edinmenin sünnet oldugunda ittifak etmislerdir. Sekli ve miktari konusunda farkli içtihatlar olmakla birlikte, en az kirk bes santim boyunda bir çubuk veya benzeri herhangi bir cismin yeterli olacagi hususunda ihtilaf yok. Bazi alimlerimiz , önüne koyabilecek bir sey bulamayan kimsenin uzunlamasina veya hilal seklinde enlemesine bir çizgi çizmesinin bile sütre olarak yeterli olacagini ifade buyuruyorlar.

Bütün bu kavillere kaynaklik eden hadis-i seriflerden biri sudur:

Meshur sahabilerden Ebu Hureyre r.a. rivayet ediyor: Rasulullah Efendimiz buyurdu ki: “Biriniz namaz kilacaginda yüzünün tam karsisina bir sey koysun. Bulamazsa bir sopa diksin. Sopa da yoksa bir çizgi çizsin. Bundan sonra önünden geçenler ona zarar vermez.” (Ebu Davud, Ahmed b. Hanbel)

Anlasiliyor ki namaz esnasinda ön taraftan geçenler namaz kilana zarar verebiliyor. Bu söyle olabilir: Seytanin en büyük gücü vesvese vermesi ve kalp huzurunu bozmasidir. Namazda ön taraftan geçilmesi de kalp huzurunu bozabilir, vesveseye sebep olabilir. Böylece seytan devreye girebilir. Bir cismi sütre edindigimizde, aslinda manen bütün bu kapilari kapatmis, seytanin giris yollarini engellemis oluyoruz. Allah'in huzurunda O'ndan gayrisinin gönlümüzü mesgul etmesinin önüne geçmis oluyoruz.

Sütre, “örten sey” demek olduguna göre, önümüze koydugumuz bir sopa veya sandalye acaba neyi örtüyor? Elbette görünen bir seyi örtmüyor ama mutlaka bir seyleri örtüyor. “Yaptiklarimiz niyetlere göre deger kazandigi” için, zahiren ön tarafa bir nesne koyma seklinde gerçeklesen sütre edinme, manevi olarak Allah'tan gayrisinin , mâsivanin üstünü örtüyor.

Cenab-i Mevlâ'dan, huzurunda oldugumuzu bize hissettirmesi ve buna engel olabilecek ne varsa hepsine bir sütre ihsan etmesi niyaziyla...

--------------------------

FIKIHTA SÜTRE

Yüce Allah'in huzuruna durmus olan insan, alemdeki en büyük isi yapiyor. Herkesin saygi duymasi, itina göstermesi gereken bir hali yasiyor. Onun önünden geçmek, huzurunda olunana yani Allah'a hürmetsizlik olabilecegi gibi, huzurun kiymetini bilmemek ve huzurda bulunanin gönül dünyasina zarar vermek demektir.

Bunun için, dört mezhebin alimleri konuyla ilgili hadisleri degerlendirerek namaz kilmakta olan kimse ile sütresi arasindan bir baskasinin geçmesini haram kabul etmislerdir. Ayni sekilde, sütre edinmemis olanin secde ettigi yerle kendisi arasindan geçmeyi de haram görmüslerdir. Bununla birlikte, bu geçis namaz kilanin namazini bozmaz.

Arazide ve büyük camilerde sütre edinmeden namaz kilmak mekruh görülmüstür. Böyle genis yerlerde secde yerinin ilerisinden geçmek caizdir. Ancak ev ve küçük mescitler gibi -tercih edilen görüse göre- yaklasik olarak yirmi sekiz metrekareden küçük yerlerde namaza duran kisi sütre edinmemisse, onunla önündeki duvar arasindan geçmek Hanefî mezhebine göre haramdir.

Safin arasindaki bir boslugu doldurmak için namaz kilanin önünden geçmek ise caiz görülmüstür.

Bir de namazin önünden geçti diye çocuklari azarlamak dogru degildir. Namaza muhabbet ve saygi duymalari bakimindan sefkatle, sevgiyle böyle yapmamalarini anlatmak güzeldir.

Kaynak: http://www.semerkanddergisi.com/756.htm 

.