ÖZGÜR-DER:

”ÖSS Sinavinin Iptal Gerekçesi Inandirci Degil”

 

ÖZGÜR-DER’in ÖSS sinaviyla ilgili 4 Mayis 1999 tarihinde yaptigi açiklamanin tamamini yayinliyoruz:

Türkiye’nin mevcut egitim sistemi,mevcut anlayisi ve uygulamalari ile ülkenin gelecegi olan gençlerin sorumlulugunu tasiyamayacagini bir kez daha göstermistir. Ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk temel bir özellik olarak egitimin her kademesine sinmis durumdadir. 2 Mayista yapilmasi gereken ÖSS sinavinin iptali öncesi ve sonrasi yasananlar birkez daha egitim olgusunun durumunu ortaya koymustur ve ÖSS sinavlarinin iptaliyle ilgili açiklamalar inandiricilik tasimamaktadir.

1,5 Milyon ögrenci ve ailelerini çok yakindan ilgilendiren böyle önemli bir konuda, YÖK baskaninin kamuoyu önüne çikip bu skandali siradan bir olaymis gibi izah etmesi, egitim sistemindeki keyfiligi bir kez daha gözler önüne sermistir. Olayin aydinlatilmasini ve sorumlularin bulunmasini Emniyet görevlilerine havale etmekle, sinav skandalinin magdurlari oldu bittiye getirilmeye çalisilmaktadir. Bu ciddiyetsizlik ve üstüne alinmazlik ”kitapçik çalinmasi”ni inandirici olmaktan uzaklastirmaktadir.

Tek bir basörtülüyü bile üniversite kapisindan içeri sokmak konusunda mevcut bütün imkanlarini seferber ederek, çelik bir zirh gibi ögrencisinin karsisina çikabilen YÖK’ün, ayni kararlilik ve dikkati, milyonlarca ögrenci ve ailelerini ilgilendiren ÖSS sinav kitapçiklarinin korunmasindan esirgemesinin izahinin, basit bir hirsizlik olayina indirgenmesi aldaticidir. Kamuoyu, yetkililerden daha inandirici bir açiklama beklemektedir.

Dagitilmak için M.Ü. Ilahiyat Fakültesi’ne gönderilen ÖSS soru kitapçiklarindan iki adedinin 1 Mayis Cumartesi günü çalindigini iddia eden YÖK Basktani Kemal Gürüz, ayni gün 1999 ÖSS sinavlarinin iptal edildigini açiklamistir. Hirsizligin mesai saatinde soru kitapçik torbalarinin kilitli oldugu yerin camlarinin kirilarak gerçeklestigini belirten Gürüz, hirsizin elinin kesildigi ve falçatayla kestigi soru kitapçik torbalarinda ve yerlerde kann izlerinin bulundugu ifade etmistir. Ayni basin açiklamasinda ÖSYM Baskani Fethi Toker ise saskin oldugunu, çünkü hirsizlik yapildigi iddia edilen yerde torbalari bekleyen iki güvenlik görevlisinin bulundugunu ve torbalari tasnif eden 10 görevlinin de ayni yerde çalistigini açiklamistir. Bu olay karsisinda YÖK baskani ile ÖSYM Baskani’nin tepkileri arasindaki fark, akillarda önemli sorular olusturmustur.

Olaydan sonraki ilerleyen saatlerde hirsizligin vuku buldugu iddia edilen yere basin sokulmamis, Kemal Gürüz’ün ve polis yetkililerinin açiklamasinin dogrulugunu ispatlayacak görüntüler elde edilememistir. 3 Mayis’ta ise MÜ Ilahiyat Fakültesi Dekani olay yerini basina açmis, olay yerinde camlarin kirilmadigini bu iddianin dogru olmadigini açiga çikarmistir. Basin falçatayla kesilen torbanin görüntülerini de ilk 3 gün içinde tespit edememistir.

Fethi Toker’in saskinligi, Kemal Gürüz’ün ortaya çikan yalan beyanlari ”hirsizlik” iddiasini tartisilir kilmaktadir. ÖSS kitapçiklarinin çalindigi iddiasi adi bir ”hirsizlik” olayindan çok, ÖSS sinavlarini iptal ettirmeye yönelik bir ”komplo girisimi”ne benzemektedir.

Bu sinavlarin iptal edilmesi veya ettirilmesiyle ilgili olarak ilk akla gelen tartisma, ÖSS sinavlarina girecek olan basörtülü ögrencilerin durumudur. Basörtülü ögrencilerin sinava basörtüleriyle girip giremeyecegi sinav öncesi uzun boylu tartisilmis ve sinavin üç gün öncesinde ÖSYM Baskani Toker’in beyaniyla yasal bir engelin olmadigi açiklanmisti. Ancak, üniversitede basörtüsü sorununu, basörtülü ögrencileri tamamen tasfiye ederek çözme israrindaki YÖK Baskaninin ve MGK kararlari dogrultusunda davranan bürokrasinin Toker’in açiklamasini hos karsilamayacagi asikardi. Akla gelen sorlar sunlardir:

1. 2 Mayis’ta basörtülü milletvekillerinin TBMM’deki yemin törenine müdahale eden odaklar, ÖSS’ye de müdahale etmis midir?

2. Malatya’da basörtülü ögrencileri üniversiteye sokmayacagini fütursuzca ilan eden YÖK yönetimi, ÖSS sinavlarina basörtülü ögrencilerin girmesine engel olacak bir uygulama için zaman mi kazanmak istemistir?

3. MGK kararlari dogrultusunda alelacele ortaögrenim yapisini altüst eden ve fiili haksizlik içeren bir üniversite ögrenci seçme sistemini dayatan sistem, çeliskilerini ve ciddiyetsizligini telafi etmek için zaman mi kazanmaktadir?

Bütün bu sorularin ötesinde, YÖK Baskani Kemal Gürüz ve ÖSYM Baskani Fethi Toker yaptiklari açiklamada sorularin geçen yillarda ÖSS tarzi sorularla ayni olduklarini, hiçbir degisikligi olmadigini israrla vurguladilar. Ancak 3 Mayis Pazartesi günü yayinlanan sorularin içerigi ve tarzi büyük saskinlik yaratmistir. Bir kez daha ÖSYM’ye büyük güven sarsilmasi yasanmistir.

Bu son yasananlarla sistemin inandiriciligi hiç kalmamistir. Ilgililer kaybolan güven ve inandiriciligin yeniden teminikonusunda bir çaba söyle dursun, hala önceki duyarsizliklarinda israrli görünmektedirler. Bu tavirla olayin magdurlariyla adeta alay edilmektedir.

ÖSS sinavlarinin iptaliyle ilgili olarak yasamis oldugumuz olaylari ciddi bir egitim anlayisiyla bagdastirmak mümkün degildir. Nihai sorumlu olan

YÖK güvenilirligini tamamen kaybetmistir. Sinavlarin iptali ”hirsizlik” açiklamasiyla geçistirilemeyecek bir mahiyettedir. Yukarida sordugumuz sorularin cevabi ise sinavlarin ertelendigi 6 Haziran’daki uygulama ile daha çok anlasilir hale gelecektir. ÖSS’nin iptali bir skandaldir. Bu skandalin bas

sorumlusu YÖK Baskani Kemal Gürüz istifa etmelidir.

Olay özelde güven, temelde ise bir sistem sorunudur. Mevcut egitim sisteminin niteligi bu tür gelismeleri daha vahim boyutlarda yasayacagimizi göstermektedir.

 

Kaynak:Haksöz Aylik Dergi Mayis 1999 Sayi 98

Hazirlayan: Musa Dogan