Madden ve manen kirlenmis bir
dünyada yasiyoruz. Bir taraftan teknolojinin, diger taraftan ahlâkî çöküntünün
getirdigi kirlilik dünyayi yasanmaz hâle getirmektedir. Deniz, göl ve irmaklarimiz
teknoloji atiklariyla çöplüge dönüsmekte, ormanlarimiz yanginlar ve vahsi
katliamlarla yok edilmekte, daglarimiz kellesmekte, ova ve yaylalarimiz çöllesmektedir.
Fabrika bacalarindan yükselen zehirli dumanlar atmosferi kirletirken, nükleer ve
kimyasal silahlar demoklesin kilici gibi basimizda sallanmakta, bu güce sahip devletler
büyük bir terör estirmekte, güçsüz toplumlarin, mazlum milletlerin kanini
emmektedirler.
Müslim, gayri müslim tüm toplumlarda yasanilan büyük ahlâkî çöküntü, çok
büyük felâketlerin habercisidir. Fuhus, faiz, din düsmanligi, dünyaperestlik, vurgun,
soygun, rüsvet, çesit çesit ahlaksizliklar, devlet terörleri zaten hepsi basli basina
birer toplumsal felâkettir. Geçmis milletlerin basina gelen felâketlere ve helâk
sebeplerine baktigimiz zaman birinci derecede inkarlari, ikinci derecede de yukarida
sayilan kötülüklerden birini veya birkaçini irtikap etmeleridir. Zamanimizda ise bu kötülüklerin
tamami yapilmakta, buna ilaveten bildigimiz bilmedigimiz nice insanlik disi suçlar
irtikap edilmektedir.
Eski kavimlerden, Nuh kavmi tufanla, Ad kavmi siddetli bir rüzgarla, Semud kavmi
depremle, Medyen halki atesle, Lut kavmi siddetli bir deprem ve üzerlerine tas yagdirilip
sehirleri alt üst olarak, Ibrahim Aleyhisselamin kavmi küçücük sineklerle
helâk olup gittiler.
Allah Teala, Kuran-i Kerimde bu kavimlerin yaptiklari kötülükleri, bu
sebeple baslarina gelen felaketleri haber verdi ki, bunlardan ibret alinsin, tüm
kötülüklerden, ahlaksizliklardan uzak durulsun. Heyhat! Bugüne kadar görünen o ki,
inananlar, ibret alanlar, imtihani kazananlar her zaman azinlikta kalmis, büyük çogunluk,
inkar, küfür ve ahlâksizliga devam etmislerdir.
Bu genel kötü gidisattan, din disi yasantidan, ahlâki çöküntüden dindar
Müslümanlar da etkilenmekte ve zaman zaman çesit çesit vartalara düsmektedir.
Kalpler, gözler, diller, kulaklar, zihinler ve mideler kirlenmekte, sikintilar
yasanmaktadir.
Bir kisim dünyaperest, söhretperest ilim adami kilikli zavalli kisilerin gazete köselerinde,
TV ekranlarinda yazdiklari kitaplarda dini esaslari tahrif ve tahrip girisimleri de
yeterli dini bilgiye sahip olmayan Müslümanlarin zihnini ve kalbini bulandirmakta, bir
kisim konularda tereddütlerine sebep olmaktadir.
Bir taraftan din karsiti güçler, çesit çesit kötülükler ve ahlâksizliklarla
toplumu kirletirken, bir taraftan da Kuran Müslümanligi adiyla Kuranî
hakikatleri tahrif eden, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemin pak ve nezih
sünnetlerini yok sayan, inkar eden, bilgi hamallarinin kirliligi ve kirli faaliyetleri,
öbür taraftan çesitli kademelerdeki yöneticilerin ve hükümet edenlerin inanç
özgürlügünü, diger hak ve özgürlükleri hiçe sayan kirli icraatlari, dindarlara
yapilan baskilar toplumu germekte ve patlama noktasina getirmektedir. Böyle ortamlarda yasayan
insanlarin ruh halini Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem söyle haber vermektedir:
Karanlik gecelerin (zifiri) karanliklarina benzeyen fitneler zuhur etmeden amellere
sitap ediniz. (O fitneler zuhur ettiginde) Kisi mümin olarak sabahlayacak, kâfir
olarak aksamlayacak. Yahut mümin olarak aksamlayacak, kâfir olarak sabahlayacak.
Dini bir dünya metai karsiliginda satacaktir. (Müslim)
Bu kirli ortamda temiz kalmanin yolu, her gün imanimizi yenilemek, imanimizin geregi olan
salih amellere devam etmek, yapacagimiz her iste, atacagimiz her adimda ehliyle istisare
etmek, salih ve sadik, ilim ve hikmet ehli kisilerin meclislerinden asla ayrilmamak,
dinimizin esaslarini, ilmiyle amil alimlerden, saglam kaynaklardan ögrenmek, aile
efradimizdan baslamak üzere ulasabildigimiz herkese ögretmeye çalismak, iyiligi emir, kötülügü
nehiy vazifemizi asla ihmal etmemektir.
Allah Tealanin müminlere kirlilikten arinmalari, af olunmalari için lutfettigi
firsatlardan azami derecede faydalanmasini da bilmeliyiz. Cuma günleri, bayram geceleri,
mübarek kandil geceleri, Ramazan-i Serif bizlerin nefis muhasebesi yapmamiz, tevbe ve
istigfar etmemiz, bütün benligimizle, kalbimizle rabbimize yönelip af ve magfiret
dilememiz için büyük firsatlardir. Bu firsatlari fevt etmemeliyiz. Recep ve Saban
aylarinda Regaib, Miraç ve Berat Kandillerini idrak ettik. Önümüzdeki günlerde
Ramazan-i ve Kadir gecesini idrak edecegiz. Ramazan-i Serif gelmeden önce ona manen hazirlanmaliyiz.
Oruçla baslayacagimiz imsaki, Ramazan öncesi günahlardan, tüm kötülüklerden yapacagimiz
imsakla taçlandirmaliyiz. Oruç tutmanin yalniz yemek, içmek ve cinsi münasebetten
imsak etmekten ibaret olmadigini idrak etmeliyiz. Kalbimizi, gözümüzü, dilimizi, kulagimizi
hülasa bütün organlarimizi Allah Tealanin haram kildigi her seyden imsak
ettirmeliyiz, korumaliyiz. Her an, her zaman bilhassa iftar ve sahur sofralarinda,
bombalar altinda aç, bîilaç oruç tutan mazlum ve magdur Afganistan, Çeçenistan,
Filistin Müslümanlarini, dünyanin çesitli bölgelerindeki açlik ve yoklukla mücadele
eden tüm Müslümanlari düsünüp dua etmeliyiz. Herhangi bir sekilde
ulastirabilecegimiz yardimlar varsa vakit kaybetmeden ulastirmaliyiz. Çevremizdeki, fakir
ve muhtaçlara yardim elimizi uzatmaliyiz. Hayir kurumlarina, vakiflara, yaptiklari Islamî
hizmetlerde maddi ve manevî destek olmaliyiz. Inançli, ahlâkli, dürüst, isinin ehli
nesiller yetistirmek için bu mübarek ay vesilesiyle çaba ve gayretlerimizi artirmaliyiz.
Maddi durumu müsait olanlarimiz fakir ve muhtaç ögrencilere burslar vererek, yapilan
hizmetlere katkida bulunmaliyiz. Bu rahmet, magfiret ve af ayinda, Müslümanlar olarak,
aramizdaki bürûdetleri, düsmanliklari birakip, kardes olmaliyiz. Müslümanlarin
yeterinden fazla düsmani varken, çok basit sebeplerle, çok basit dünyalik meta, mal-mülk
ve makam-mevki hirslariyla aramizda düsmanliklar olusturarak Islam aleminin ufkunu
karartmamaliyiz; bu mazlum Müslümanlarin ümitlerini baltalamamaliyiz. Zifiri
karanliklar gibi üzerimize çöken fitnelere, nefis, seytan ve kötü çevreye zebûn
olup, mevcut fitnelere yeni fitneler eklememeliyiz.
Hülasâ bu arinma ayi Ramazan-i Serifte, bütün günahlarimizdan, kötülüklerden,
kötü ahlaklardan arinmali, bayrami tertemiz bir Müslüman, manevi cihazlarla donanmis
Allah Tealaya, Allah Tealanin istedigi sekilde bir kul olmak azmiyle bilenmis
bir Müslüman olarak idrak etmeliyiz.
Bütün Müslümanlarin, Ramazan-i Serifini tebrik, alemi Islamin yeniden uyanis,
dirilis ve izzete kavusmasina vesile olmasini Cenab-i Mevladan niyaz ederim. AMIN
Kaynak: Zeki Soyak, ilkadim dergisi
@ Ekrem Yolcu |