V- İSLÂM’DA ORTAKLIK MUAMELELERİNE GENEL BAKIŞ

A) İslâm’da Şirket Kavramı ve Delilleri:

İki ve daha çok kişi arasında gelir elde etmek amacıyla meşrû bir iş üzerinde ortaklık kurulabilir. Arapça şirket kelimesi iki sermayeden birini diğerine birbirinden ayrılmayacak şekilde karıştırmak demektir. Çoğunluk müctehitlere göre ise hisseler karıştırılmasa bile, şirket, özel akdin adı olarak kullanılır. Çünkü akit, sermayelerin karıştırılmasını sağlar. Bir fıkıh terimi olarak şirket, iki ve daha çok kimsenin ortak iş veya ticaret yaparak elde edecekleri kârı paylaşmaları ve ortaya çıkabilecek zarara da katlanmaları şartıyla kurdukları ortaklık, anlamına gelir. (169) Şâfiîlere göre ise şirket; iki ve daha çok kimse için bir şeyde şüyû’ yoluyla hakkın sabit olmasıdır. (170)

İslâm’da ortaklığın meşrûluğu kitap, sünnet ve icma delillerine dayanır.

Kur’an-ı Kerim’de ortaklıktan şu şekilde söz edilir:

Ana bir kardeşlerin miras hisseleri belirtilirken, “Onlar üçte birde ortaktırlar” (171) buyurulur.

Başka bir ayette de ortaklar kendi aralarında dürüst davranmaya çağrılır:

“Doğrusu, ortakların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. İş işleyenler bunun dışındadır ki, sayıları da ne kadar azdır.” (172)

Ebu Hureyre’nin naklettiği kudsi bir hadiste şöyle buyurulur:

“İki ortak birbirlerine hıyanet etmedikleri sürece, üçüncüsü benim. Eğer onlar birbirlerine hıyanet ederlerse, ben aralarından çekilirim.” (173)

Başka bir hadis de şöyledir:

“Allah’ın kudret eli, ortaklar birbirlerine hıyanet etmedikleri sürece, onların üzerindedir.” (174)

Hz. Peygamber gönderildiği zaman, hicaz yöresinde insanlar ortaklıklar kuruyordu. O bunları takrir buyurdu.

İslâm fakihleri şirketin caiz oluşu konusunda görüş birliği içindedir. Ancak şirket çeşitleri üzerinde bazı görüş ayrılıkları vardır.

 

B) Şirket Çeşitler:

İslâm’da şirketler genel olarak mülk ve akit ortaklığı olmak üzere ikiye ayrılır.

1) Mülk ortaklığı: iki ve daha çok kişinin şirket akdi olmaksızın bir ayn’ı birlikte mülk olarak edinmeleri sonucunda meydana gelen bir ortaklık türüdür. Bu ya ihtiyarî olur veya tarafların iradesi dışında zorunlu olarak meydana gelir.

a) İhtiyari şirket: Bu, ortakların kendi fiilleri sonucu oluşan ortaklıktır. Meselâ; iki kişi bir şeyi birlikte satın alır veya ikisine birlikte bir şey hibe edilir veya bir vasiyet edilir, onlar da bunu kabul ederlerse, birlikte satın aldıkları veya kendilerine hibe edilen ya da vasiyet olunan, bu ikisi arasında mülk şirketi olarak ortak olur.

b) Zorunlu şirket: Tarafların kendi fiileri olmaksızın, iki ve daha çok kişi arasında sabit olan ortaklıktır. Meselâ; iki kişi bir mala mirasçı olurlarsa, miras malı ikisi arasında miras payları oranında mülk ortaklığı ile müşterek olur.

Mülk ortaklığı Mecelle’de şöyle belirlenmiştir. Maddeyi sadeleştirerek alıyoruz: “Mülk ortaklığı; sahip olma sebeblerinden olan satın alma, bağışı veya vasiyeti kabul etme ve mirasçı olma gibi bir sebeple yahut karıştırma veya malların karışması ile malları birbiriyle ayırmak mümkün olmayacak şekilde karıştırmak veyahut mallar bu şekilde birbirine karışmak suretiyle bir şeyin birden çok kimseler arasında ortak yani o şeyin onlara ait olmasıdır.” (175)

Mülk ortaklığının hükmü: Ortaklardan herbiri diğer ortağın payında yabancı hükmündedir. Bu yüzden onun payında ortağının izni olmadıkça tasarrufta bulunması caiz olmaz. Çünkü burada bir ortağın, diğerinin payında tasarruf velayeti bulunmamaktadır. (176)

2) Akit ortaklığı: İki ve daha çok kişinin bir malda ve kârında ortak olmak üzere yaptıkları sözleşmeden ibarettir. Mufavaza (mutlak eşitlik üzere kurulan sermaye ortaklığı) ve inan (eşitlik gözetilmeyen sermaye ortaklığı) gibi. Bir taraf sermayeyi, öbür taraf emeğini ortaya koyarak emek-sermaye ortaklığı oluşturmuşlarsa buna da “Mudârabe” denir.

Hanefilere göre akit ortaklığı sermaye, iş ve kredi (vücuh) ortaklığı olmak üzere üçe ayrılır.

Sermaye ortaklığı: Ortaklar belli miktarda sermaye koyarak, bununla yapacakları ticaretten elde edecekleri kârı paylaşmak üzere sermaye ortaklığı kurulabilir.

İş ortaklığı: Ortaklar mal yerine, san’at ve mesleklerini ortaya koyarak, birlikte iş alabilir, ortak taahhütlerde bulunabilir. Elde edecekleri kârı da anlaşma esaslarına göre paylaşırlar.

Kredi ve itibar ortaklığı: İki ve daha çok kişi, sermayesiz, yalnız kredileriyle, yani ödünç para kullanarak ya da veresiye mal alıp satmak suretiyle kâr elde etmek ve bunu aralarında paylaşmak üzere ortaklık kurabilirler.

Bu şirket çeşitleri müfavaza, ınan veya mudarabe tarzlarında olur. (177)

Şâfiî ve Mâlikîlere göre mülk ortaklığı dört türlüdür. Mufavaza, ınan, beden ve kredi ortaklığı. Hanbelîler buna mudarabeyi ilave ederler. (178)

Bunlardan başka bir taraf arazisini, diğer taraftan emeğini koyar ve anlaştıkları oranlara göre çıkacak ürüne ortak olurlarsa böyle bir ortaklık “müzaraa (ziraat ortakçılığı)” adını alır. Yine ağaç bir taraftan, bakım ve emek diğer taraftan olursa, böyle bir ortaklığa da “müsâkât” denir. (179)